Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şubesi 09.02.2015 tarihinde Cumhuriyet meydanında “Angaryaya Hayır Diyor, Nöbet Görevine Ücret İstiyoruz” basın açıklaması yaptı. Kalkan açıklamasına şöyle başladı
“Karşılıksız nöbet görevine hayır demek; ek ders esaslarındaki adaletsizliğin giderilmesini haykırmak; uzun süredir iyileştirme yapılmayan öğretmenlerin ek ders ücretlerinin iki katına çıkarılmasını, sınav görev ücretlerinin artırılmasını, halk eğitim merkezleri ve okullarda ücretsiz olarak verilen takviye kurslarında görev alan memur ve hizmetlilerin fazla çalışmalarının ücretlendirilmesine yönelik talebimizi bir defa daha dillendirmek için toplanmış bulunuyoruz.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 439 sayılı Ders Saatleri ile Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun gibi, öğretmenlerin görev ve sorumluluklarını tanımlayan temel kanunlarda hiçbir şekilde yer almayan öğretmenin nöbet yükümlülüğü sadece üç yönetmelikte (Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği) yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle, kanuni dayanağı olmayan bir çalışma koşulu yönetmelikle öğretmenlerimize dayatılmaktadır.”
Yönetmeliklerin, kanunlara aykırı olamayacağını belirten Aydın Kalkan, açıklamasını şu şekilde devam etti.
“Normlar hiyerarşisinde Anayasa ve kanunların altında yer alan yönetmeliklerin kanuni düzenlemeleri genişletmek ve değiştirmek gibi bir işlevleri bulunmamasına rağmen normlar hiyerarşisi içinde daha üst nitelikte norm olan Anayasa ve yasaya uygunluğu zorunlu bulunan yönetmeliğin, kanunda bulunmayan öğretmene nöbet görevini, yasal düzenlemeleri genişleterek uygulanır hale getiremeyeceği açıktır. Kısacası öğretmenlerimiz, hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde karşılığı ödenmemiş bir görevle bağlı kılınmışlardır.
Diğer taraftan, bu görev için hiçbir ilave ücret ödenmemekte, yani karşılığı ödenmemiş bir emek öğretmenlerimizden beklenmektedir.
Öğretmenlik mesleğinin asli bir unsuru olmayan ancak buna rağmen sorumluluğu son derece geniş olan bu görevin idari nitelikli bir görev olduğu, bu itibarla mesleğin ifasını doğrudan ilgilendirmeyen bu türden tedbirlerin öğretmenlerin üzerine yıkılmaması gerektiği açıktır. Bu nedenle, temizlik ve güvenlik gibi, okul ortamının ve öğrencilerin güvenliğinin ve esenliğinin sağlanması noktasında eğitim-öğretime yardımcı bir unsur niteliğinde olan bu görevin öğretmen haricindeki görevlilerce yürütülmesi kamu hizmetinin doğası gereğidir.
Anayasa’nın “Ücrette adalet sağlanması” başlıklı 55. maddesinde, “Ücret, emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü, “Zorla çalıştırma yasağı” başlıklı 18. maddesinde ise “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır” hükmü yer almaktadır. Hal böyleyken, yönetmelik zoruyla ceza tehdidi altından zorla nöbet görevi verilmesinin ve karşılık olarak hiçbir ücret ödenmemesinin angarya niteliğinde olduğuna kuşku yoktur.
Kamu kurumlarında yapılan her nöbet görevinin bir karşılığı bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumlarında nöbet görevinin bir karşılığının olmamasının izah edilecek bir tarafı yoktur. Toplu sözleşme masasının yanı sıra Kasım 2013, Mart 2014 ve Kasım 2014 Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarına da taşıdığımız ‘Eğitim kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerce fiilen yerine getirilen nöbet görevi karşılığında, nöbet tutulan her gün için ek ders ücreti ödenmesi’ yönündeki talebimizin geçen süre zarfında karşılanması noktasında somut bir adım atılmaması üzerine haklı davamızda kamuoyu bilinci oluşturmak ve acil çözüm bekleyen sorunu konunun muhataplarının dikkatine sunmak amacıyla böyle bir kampanya başlattık. Angaryaya hayır diyor, nöbet görevi için ücret istiyoruz.”
Ek ders esaslarındaki eşitsizliklerin giderilmesini ve ders ücretlerinin iki katına çıkarılmasını da isteyen Kalkan, bu konuda şunları söyledi
“Karşılıksız nöbet görevinin yanında bir başka sorun ise ek ders esaslarındaki adaletsizlik ve uzun süredir öğretmenlerin ek ders ücretlerinde iyileştirme yapılmamasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, iki yıl önce sendikalardan da görüş alarak ek ders esaslarında yapmayı planladığı değişikliği bir türlü yapamadı. Ek ders esaslarında ücret dengesizliğine ve mağduriyete neden olan hükümler, uzun bir zaman geçmesine rağmen hâlâ değiştirilmemiştir. 2006 yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders esasları, dokuz yıla yakın bir süredir uygulanmakta ve değiştiği günden beri bazı adaletsizlikler devam etmektedir. Sendika olarak hazırlayıp bakanlığa sunduğumuz taslak dikkate alınarak, gereken mevzuat değişiklikleri bir an önce yapılmalıdır. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün olmayan ek ders ücreti farklılıkları sorunu bir an evvel çözüme kavuşturulmalıdır. Hâlâ 10 TL’nin altında olan ek ders birim ücreti, iki katına çıkarılmalı, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilerek, ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalıdır.”
Memur ve hizmetlilerin fazla çalışmalarının ücretlendirilmesini de isteyen Kalkan,
“Sınav görev ücretlerinin artırılması, halk eğitim merkezleri ve okullarda ücretsiz olarak verilen takviye kurslarında görev alan memur ve hizmetlilerin bu fazla çalışmalarının ücretlendirilmesi konusunda da ivedilikle düzenleme yapılmalıdır.
Bu amaçla, Kamu Personeli Danışma Kurulu Nisan Toplantısı gündemine taşımak üzere, imza kampanyamızı başlatmış bulunuyoruz” diyerek meydanda imza kampanyasını başlattı.
Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şubesi 09.02.2015 tarihinde Cumhuriyet meydanında “Angaryaya Hayır Diyor, Nöbet Görevine Ücret İstiyoruz” basın açıklaması yaptı. Kalkan açıklamasına şöyle başladı
“Karşılıksız nöbet görevine hayır demek; ek ders esaslarındaki adaletsizliğin giderilmesini haykırmak; uzun süredir iyileştirme yapılmayan öğretmenlerin ek ders ücretlerinin iki katına çıkarılmasını, sınav görev ücretlerinin artırılmasını, halk eğitim merkezleri ve okullarda ücretsiz olarak verilen takviye kurslarında görev alan memur ve hizmetlilerin fazla çalışmalarının ücretlendirilmesine yönelik talebimizi bir defa daha dillendirmek için toplanmış bulunuyoruz.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 439 sayılı Ders Saatleri ile Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun gibi, öğretmenlerin görev ve sorumluluklarını tanımlayan temel kanunlarda hiçbir şekilde yer almayan öğretmenin nöbet yükümlülüğü sadece üç yönetmelikte (Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği) yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle, kanuni dayanağı olmayan bir çalışma koşulu yönetmelikle öğretmenlerimize dayatılmaktadır.”
Yönetmeliklerin, kanunlara aykırı olamayacağını belirten Aydın Kalkan, açıklamasını şu şekilde devam etti.
“Normlar hiyerarşisinde Anayasa ve kanunların altında yer alan yönetmeliklerin kanuni düzenlemeleri genişletmek ve değiştirmek gibi bir işlevleri bulunmamasına rağmen normlar hiyerarşisi içinde daha üst nitelikte norm olan Anayasa ve yasaya uygunluğu zorunlu bulunan yönetmeliğin, kanunda bulunmayan öğretmene nöbet görevini, yasal düzenlemeleri genişleterek uygulanır hale getiremeyeceği açıktır. Kısacası öğretmenlerimiz, hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde karşılığı ödenmemiş bir görevle bağlı kılınmışlardır.
Diğer taraftan, bu görev için hiçbir ilave ücret ödenmemekte, yani karşılığı ödenmemiş bir emek öğretmenlerimizden beklenmektedir.
Öğretmenlik mesleğinin asli bir unsuru olmayan ancak buna rağmen sorumluluğu son derece geniş olan bu görevin idari nitelikli bir görev olduğu, bu itibarla mesleğin ifasını doğrudan ilgilendirmeyen bu türden tedbirlerin öğretmenlerin üzerine yıkılmaması gerektiği açıktır. Bu nedenle, temizlik ve güvenlik gibi, okul ortamının ve öğrencilerin güvenliğinin ve esenliğinin sağlanması noktasında eğitim-öğretime yardımcı bir unsur niteliğinde olan bu görevin öğretmen haricindeki görevlilerce yürütülmesi kamu hizmetinin doğası gereğidir.
Anayasa’nın “Ücrette adalet sağlanması” başlıklı 55. maddesinde, “Ücret, emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü, “Zorla çalıştırma yasağı” başlıklı 18. maddesinde ise “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır” hükmü yer almaktadır. Hal böyleyken, yönetmelik zoruyla ceza tehdidi altından zorla nöbet görevi verilmesinin ve karşılık olarak hiçbir ücret ödenmemesinin angarya niteliğinde olduğuna kuşku yoktur.
Kamu kurumlarında yapılan her nöbet görevinin bir karşılığı bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumlarında nöbet görevinin bir karşılığının olmamasının izah edilecek bir tarafı yoktur. Toplu sözleşme masasının yanı sıra Kasım 2013, Mart 2014 ve Kasım 2014 Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarına da taşıdığımız ‘Eğitim kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerce fiilen yerine getirilen nöbet görevi karşılığında, nöbet tutulan her gün için ek ders ücreti ödenmesi’ yönündeki talebimizin geçen süre zarfında karşılanması noktasında somut bir adım atılmaması üzerine haklı davamızda kamuoyu bilinci oluşturmak ve acil çözüm bekleyen sorunu konunun muhataplarının dikkatine sunmak amacıyla böyle bir kampanya başlattık. Angaryaya hayır diyor, nöbet görevi için ücret istiyoruz.”
Ek ders esaslarındaki eşitsizliklerin giderilmesini ve ders ücretlerinin iki katına çıkarılmasını da isteyen Kalkan, bu konuda şunları söyledi
“Karşılıksız nöbet görevinin yanında bir başka sorun ise ek ders esaslarındaki adaletsizlik ve uzun süredir öğretmenlerin ek ders ücretlerinde iyileştirme yapılmamasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, iki yıl önce sendikalardan da görüş alarak ek ders esaslarında yapmayı planladığı değişikliği bir türlü yapamadı. Ek ders esaslarında ücret dengesizliğine ve mağduriyete neden olan hükümler, uzun bir zaman geçmesine rağmen hâlâ değiştirilmemiştir. 2006 yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders esasları, dokuz yıla yakın bir süredir uygulanmakta ve değiştiği günden beri bazı adaletsizlikler devam etmektedir. Sendika olarak hazırlayıp bakanlığa sunduğumuz taslak dikkate alınarak, gereken mevzuat değişiklikleri bir an önce yapılmalıdır. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün olmayan ek ders ücreti farklılıkları sorunu bir an evvel çözüme kavuşturulmalıdır. Hâlâ 10 TL’nin altında olan ek ders birim ücreti, iki katına çıkarılmalı, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilerek, ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalıdır.”
Memur ve hizmetlilerin fazla çalışmalarının ücretlendirilmesini de isteyen Kalkan,
“Sınav görev ücretlerinin artırılması, halk eğitim merkezleri ve okullarda ücretsiz olarak verilen takviye kurslarında görev alan memur ve hizmetlilerin bu fazla çalışmalarının ücretlendirilmesi konusunda da ivedilikle düzenleme yapılmalıdır.
Bu amaçla, Kamu Personeli Danışma Kurulu Nisan Toplantısı gündemine taşımak üzere, imza kampanyamızı başlatmış bulunuyoruz” diyerek meydanda imza kampanyasını başlattı.
Mustafa KURBAN
Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şubesi
Başkan Yardımcısı (Basın ve İletişim)